İstinsah Kayıtlarında Astronomi Bilgisinin Sürekliliği: Cürcânî’nin (ö. 1413) “el-Mülahhas” ve “et-Tezkire” Şerhleri
Şehnaz İyibaş
Bu çalışma, Seyyid Şerif Cürcânî’nin (ö. 1413) “el-Mülahhas fi’l-Hey’e” ile “et-Tezkiretü’n-Nasîriyye” isimli astronomi eserlerine yaptığı şerhlerin istinsah kayıtları üzerinden İslam astronomi bilgisinin sürekliliğine dair tarihsel bir değerlendirme yapmayı amaçlamaktadır. Çalışmada, İslam astronomisinde temsil değeri yüksek olan ve Osmanlı medreselerinde de okutulduğu bilinen bu iki eserin şerhinin nüshaları ana kaynak olarak seçilmiş ve bu nüshaların istinsah kayıtlarında yer alan tarih ve mekan bilgileri temel alınarak astronomi bilgisinin sürekliliği ve yeniden üretim süreçlerine dair çıkarımlarda bulunulmuştur. Bu bağlamda, söz konusu şerhlerin nüshalarının istinsah yoğunluğundan hareketle, astronomi bilgisinin genel olarak İslam dünyası ve özel olarak Osmanlı bağlamında nasıl muhafaza edildiği, aktarıldığı ve entelektüel dolaşıma dahil olduğu sorgulanmaktadır.
Osmanlı Dönemi Müderrislerinden İbn İsmail’e (ö. 996/1587-88’den sonra) Atfedilen
Şerhu Ta‘lîmi’l-Müteallim’in İstinsah Kayıtları
Zehra Kumru
Burhâneddin Zernûcî (ö. VI/XII. yüzyılın sonları), günümüze ulaştığı bilinen tek eseri Ta‘lîmü’l-müteallim ile şöhret kazanmış bir düşünürdür. Müellif bu eserinde ilm-i âdâb-ı ders kapsamındaki bazı konuları Hanefî mezhebi bağlamında sistematik biçimde ele almıştır. Medhal düzeyinde bir ders kitabı olarak özellikle Osmanlı medrese müfredatının vazgeçilmez bir parçasına dönüşen Ta‘lîmü’l-müteallim üzerine çok sayıda tercüme ve şerh faaliyeti gerçekleştirilmiştir. Bunların içerisinde el yazması nüshalarının fazlalığı ile dikkat çeken ve İbn İsmail’e (ö. 996/1587-88’den sonra) atfedilen şerh Ta‘lîmü’l-müteallim’in ilk şerhi olarak kabul edilmektedir. Memzuc olarak telif edilen şerhin sebebi telifi dibacesinde belirtildiğine göre Sultan III. Murad’ın (ö. 1003/1595) şehzâdelerinin eğitimi için kaleme alınmıştır. Öte taraftan el yazması nüshalarının üçünün zahriye sayfası; ikisinin ferağ kaydı ve birinin de hamişinde yer alan kayıtlara göre bahsi geçen şerh Nev‘î (ö. 1007/1599) için kaleme alınmıştır. Şerhin telif tarihi ile ilgili bilgiye ise yine el yazması nüshaların istinsah kayıtlarından hareketle ulaşılmıştır. Buna göre 796 ve 996 tarihleri olmak üzere şerhin telif tarihi ile ilgili iki farklı istinsah kaydı mevcuttur. Şerhin her ne kadar 796 senesinde telif edilmiş olma ihtimali düşük olsa da bu bilginin istinsah kayıtlarında yer almış olmasından dolayı değerlendirilmesini mümkün kılmaktadır. Ta‘lîmü’l-müteallim’in ilk ve en meşhur şerhine odaklanan bildirinin amacı, İbn İsmail’e atfedilen bu şerhin 300’den fazla yazma nüshasını istinsah kayıtları bağlamında incelemektir. Buradaki öncelikli hedef, 996/1587-88 senesinde Sultan III. Murad’ın şehzâdelerinin eğitimi için kaleme alınan şerhin yazma nüshalarındaki istinsah kayıtlarından hareketle istinsah fiillerinin ve müstensih profillerinin belirli bir sistematik içerisinde tahlil edilmesidir. 300 küsür nüsha içerisindeki istinsah kaydı oranı; müstensihlerin nisbelerinden hareketle şerhin Osmanlı dönemindeki dolaşımı, müstensihlerin kayıtlarına göre nüshaların istinsah edildiği mekanlar gibi hususlar da bildirinin açıklayacağı meseleler arasındadır. Bir diğer ifadeyle, Ta‘lîmü’l-müteallim’in en yaygın şerhinin nüshalarına ait teknik veya biçimsel bilgiler, İslam yazma kültürü çerçevesinde değerlendirmeye tabi tutulacaktır ki bu da söz konusu eserin Osmanlı eğitim geleneğindeki ehemmiyetinin anlaşılmasına yardımcı olacaktır.
Halk Hikayelerindeki İstinsah Kayıtlarının Niteliği: Hamzanâmeler Üzerinden Bir Çerçeve Çizilebilir mi?
Erva Kanat
Bu çalışma, Hamzaname, Ebu Müslimname gibi popüler halk hikayelerindeki kayıtlardan biri olan istinsah kayıtları kullanılarak tarih alanı için bir inceleme yapılacaktır. Hamzaname ve Ebu Müslimname gibi halk hikayelerdeki derkenar notları bize okuma pratikleri, okuma meclisleri gibi Osmanlı kitap tarihine dair zengin bilgiler vermektedir. Bu bağlamda Tülin Değirmenci ve Elif Sezer Aydınlı’nın çalışmaları ufuk açıcı olacaktır. Bu çalışmada toplam 50 adet nüsha kullanımı hedeflenmektedir. İlk etapta kabaca yapılan taramada bir hikayenin en fazla 16 farklı nüsha görüntüsüne ulaşıldığı için çeşitli hikaye kitaplarından yararlanılmaya çalışılacaktır. Hikayeler incelerken istinsah kayıtlarının niteliğini ve katkılarını daha iyi anlamak için sahada var olan sorular düşünülerek bir ürün ortaya çıkarılmaya çalışılacaktır. Örneğin;müstensihlerin eserleri çoğaltma motivasyonları, nüshaları kim için çoğalttıkları, nüshaları nerede ve ne zaman yazdıkları, istinsah yaptıkları mekan veya mekanlar, kayıtlardaki duaların arkasındaki örtük sebepler var mı varsa bunların neler olacağı, bu sorulardandır. Buradan hareketle o dönem okuma meclislerinde, konaklarda, kahvehanelerde elden ele dolaşan bu eserlerin üretimi, düşülen kayıtların niteliği, bu hikayelerin üretimi sırasında kayıtlarda ortak bir şablonun var olup olmadığı noktaları tespit edilmeye çalışılacaktır. Burada amaçlanan istinsah kayıtları kullanılarak hem terim üzerine yapılan teorik çalışmalara hem de Osmanlı kitap kültürüne katkıda bulunmaktır. Kitap kültürü çalışmalarında kamusal alanda okunan halk hikayelerinin üretimi süreçlerini anlamak ve yeni yorumlar geliştirmek hedeflenmektedir.
İstinsah Kaydındaki Muhataptan Metnin Okunma PratiğiniTespit Etmek: Muhammediyye Örneği
Büşra Aşıkkutlu
İstinsah kaydının unsurlarından biri olan dua cümlelerinin farklı tarihsel okumalara imkân verdiği ve tarih yazımına kaynaklık edebileceği daha önceki çalışmalarda gösterilmiştir. Müstensih tarafından kaleme alınan istinsah kayıtlarında bulunan dua cümleleri, birçok detayı ihtiva etmekle birlikte eserin muhataplarına dair ipuçlarını da barındırmaktadır. Bu tebliğde ise dua edilen muhataplarla metin arasında bir ilişki olup olmadığını anlamak amacıyla Yazıcıoğlu Mehmed Efendi’nin (ö.855/1451) kaleme aldığı ve Osmanlı toplumunda seslendirilen bir eser olan Muhammediyye esas alınacaktır. “Müstensihler, istinsah kayıtlarındaki dua cümlelerinde metnin muhatabını dikkate alarak, dinleyen, sesli okuyan veya ezberleyen profillere taalluk eden ifadeler kullanıyor mu?” sorusundan hareketle muhatap ve metin arasındaki ilişki anlaşılmaya çalışılacaktır. Bu araştırmayla, dua cümlelerine bakarak bir eserin okunma pratikleri içerisindeki konumunun tespit edilebileceği öngörülmektedir. YEK Portal ’da yapılan taramalar neticesinde erişilecek Muhammediyye nüshalarının istinsah kayıtları ve kayıtlarda dua edilen muhataplar incelenerek belirtilen hususlar doğrultusunda toplanan verilerden bir değerlendirme yapılacaktır.