Shovosil Ziyodov
Imom Buxoriy xalqaro ilmiy-tadqiqot markazi direktori
Markaz Qoʻlyozmalar Fondıdagı Yangı Qoʻlyozmalar Tahlılı
Yuz yillar davomida maʼnaviy boyligimizni oʻzida mujassam etgan qoʻlyozma asarlarni topish, tadqiqi qilish va nashr etish hozirgi kunida dolzarb masalalardan biridir. Uning muhim jihatlaridan biri asrlar davomida mutafakkirlarimizning noyob yozma meroslari yaʼni maʼnaviy mulki qoʻlyozmalarda saqlanib qolgan. Bunday ulkan meros yangi avlodlar uchun katta ilm manbai va kelajakdagi tadqiqotlar uchun muhim manba sifatida xizmat qiladi. Shunday ekan davrimizgacha yetib kelgan bunday boy maʼnaviy merosni tadqiqi etish va keng ilmiy jamoatchilikka yetkazish biz olimlarning asosiy vazifalarimizdan biri boʻlib qolmogʻi kerak.
Imom Buxoriy xalqaro ilmiy-tadqiqot markazi qoʻlyozmalar fondi – islom ilm-maʼrifati, hadisshunoslik, fiqh, kalom, tasavvuf va boshqa sohalarga oid nodir manbalarni jamlagan ilmiy xazina hisoblanadi. Undagi yangi qoʻlyozmalar islomiy merosni chuqur oʻrganish, uning ilmiy va maʼnaviy qiymatini ochib berishda muhim ahamiyat kasb etadi. Ularning tahlili islomshunoslik, tarixshunoslik va madaniy merosni asrab-avaylash sohalarida yangi ilmiy izlanishlarga zamin yaratadi.
Hozirgi kunda Markaz manbalar xazinasida 1653 dan ziyod qoʻlyozma va toshbosma kitob va tarixiy hujjat saqlanmoqda. Ularning 644 jildini qoʻlyozma, 895 jildini toshbosma kitoblar va 114 tani tarixiy hujjatlar tashkil etadi.
Mavjud kitoblar, asosan, XIV-XX asrning boshlarida koʻchirilgan boʻlib, ular arab, fors, turk, tatar, ibroniy va boshqa Sharq xalqlari tillaridagi Qurʼoni karim 68 ta, tafsir 8 ta, tajvid 37 ta, hadis 25 ta, fiqh 292 ta, kalom 144 ta, tasavvuf 56 ta, tarixi 6 ta, mantiq 67 ta, odob-axloq 32 ta, duolar 42 ta, grammatika 218 ta, adabiyot 210 ta, lugʻat 8ta, astronomiya 3 ta, qomus 3 ta, tibbiyot 4 ta va hisob 2 ta asarlardan tashkil topgan.
Mazkur qoʻlyozmalar orasidan yurtimizdan yetishib chiqqan koʻplab allomalarning asarlari oʻrin olgan. Jumladan, Imom Buxoriy, Imom Termiziy, Mahmud Zamaxshariy, Burhoniddin Margʻinoniy, Nizomiddin Shoshiy, Hakim Termiziy, Abu Hafs Najmiddin Umar Nasafiy, Abdurahmon Jomiy, Alisher Navoiy kabi yuzlab Sharqning buyuk mutafakkir allomalarni sanab oʻtish mumkin.
Maqola va maʼruzada mavzudan kelib chiqqan holda Markaz qoʻlyozmalar fondida saqlanayotgan qoʻlyozmalarning nodirlik darajasi, koʻchirilgan davri, xattoti va ularda mavjud boʻlgan muhrlar ochib beriladi.
Abdullah Karaarslan
Sabancı Üniversitesi
Memlük dönemi Camiü’s-Sahih Yazmalarının 16. Yüzyılda İstanbul’a İntikali: Temellük Kayıtları Üzerinden Bir Değerlendirme
Bu çalışma, 14. ve 15. yüzyıllarda Mısır ve Suriye’de üretilmiş Camiü’s-Sahih yazmalarının 16. yüzyılda İstanbul’a intikalini temellük kayıtları üzerinden incelemeyi amaçlamaktadır. Memlük-Osmanlı etkileşiminin bir parçası olarak, hadis alanında otorite kabul edilen bu bölgelerden ulemanın temellük ettiği ve ilmî değeri yüksek, tahkik edilmiş Buhari yazmalarının Osmanlı kütüphanelerine dahil olduğu anlaşılmaktadır.
İstanbul kütüphanelerinde tespit edilen bir grup Memlük dönemi Buhari yazmalarındaki temellük kayıtları bu eserlerin ulemanın şahsî nüshaları olduğunu belgelemektedir. Yazma nüshalarında, İbrahim Halebî, Ulvân el-Hamevî, Lisânüddin İbnü’ş-Şıhne gibi önemli ulemanın temellük kayıtlarına rastlanmıştır. Dönemin en şöhretli hadis alimlerinden İbn Hacer’e okunmuş ve onayı alınmış nüshaların varlığı da dikkat çekicidir.
Bu nüshaların 16. yüzyılda İstanbul elitlerinden Sokullu Mehmed Paşa, İsmihan Sultan, Rüstem Paşa gibi isimler tarafından kurdukları medreselere vakfedildiği tespit edilmiştir. Memlük yazmalarının intikaliyle birlikte, İstanbul kütüphaneleri hadis alanında bu ilmî nüshalarla zenginleşmiştir. 16. yüzyıldaki hadis koleksiyonu, II. Bayezid dönemi saray kütüphanesinin hadis koleksiyonuyla kıyaslandığında bu zenginleşme açıkça görülmektedir. İstanbul’a intikal etmiş Memlük dönemi vakıf Buhari yazmaları da bulunmaktadır; fakat bu çalışma, ulemaya ait nüshalarla sınırlandırılacaktır. Çalışmada, ulema nüshalarının İstanbul medrese kütüphanelerine intikal süreci temellük kayıtları üzerinden belgelenecektir.
Nüshalarda sahafiye kayıtlarının bulunmaması ve Osmanlı temellük kayıtlarının azlığı gibi hususlar da bu bağlamda tartışılacaktır. Mısır ve Suriye’nin Osmanlı idaresine geçişi sırasında, Memlük ulemasının Osmanlı ilmiyesiyle kurduğu ilişkiler yalnızca şahsi hareketlilikle sınırlı kalmamış, yazma eserlerin dolaşımı da bu sürecin bir parçası olmuştur. Bu çalışma, temellük kayıtlarını inceleyerek Memlük dönemi hadis yazmalarının Osmanlı ilim dünyasına entegrasyonunu irdeleyecektir.
Shayx Rahmatulloh Termiziy
Toshkent shahar Minor masjidi imom xatibi (Oʻzbekiston)
Imom Buxoriyning “Adabul Mufrad” Asarining Ilmiy Tahlili
Maqolada Imom Buxoriy oʻzidan boy ilmiy meros qoldirgani, asarlarining aksariyati bizgacha yetib kelgani, va manbalarda quyidagi 24 ta asari borligi qayd etilgani? “Jomiʼus sahih”, “Adabul mufrad”, “Tarixul kabir”,“Tarixul avsat”, “Tarixus sagʻir”,“Kitobuz zuafo”, “Kitobus sunan fil fiqh”, “Xolqu afʼolul ibod”, “Kitobul kuna”, “Qiroatu xolfal imom”, “Kitobul hiba”, “Rafʼul yadayn fis solat”, “Birrul volidayn”, “Jomiʼul kabir”, “Musnadul kabir”, “Tafsirul kabir”, “Kitobul ashriba”, “Asomius sahoba”, “Kitobul vahdon”, “Kitobul mabsut”, “Kitobul ilal”, “Kitobul favoid”, “ Kitobul qazoyos sahoba vat tobeʼin” va “Mashiyxatul Buxoriy” kabi asarlari shular jumlasidanligi keltirilgan.
Shuningdek, Imom Buxoriyning “Adabul mufrad” (“Odoblar xazinasi”) asarida 1322 hadis jamlanganligi koʻp manbalarda qayd etilgani, kitob mavzularga boʻlingan — ota-onaga, farzandlarga boʻlgan odobdan tortib, qoʻshnilik, mehmondorlik, hamda kundalik xulq-atvorgacha boʻlgan boʻlimlardan iboratligi va Buxoriy bu asarda baʼzi holatlarda oʻzining “Sahih”da qoʻygan qatʼiy shartlarini talab qilmagani, shuning uchun ayrim hadislar darajasi turlicha boʻlishi mumkinligi yoritilgan.
Yana maqolada mazkur asar dunyoning turli tillariga tarjima qilingani, unga juda koʻplab sharhlar yozilgani va bu asar ustida talay ilmiy tadqiqotlar olib borilgani hamda asarning nodir qoʻlyozma nusxalari bir qancha xorijiy davlatlarning kutubxona va arxiv fondlarida saqlanayotganiga ham toʻxtalib oʻtilgan.
Gülsüm Gülsev Şanver
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi
İç Asya’dan Anadolu’ya Seyahat Eden Nüshalar ve Mâlikleri: Dolaşım, Mülkiyet ve Kültürel Ağlar
Günümüzde Özbekistan sınırları içerisinde yer alan Semerkand, Buhara, Harezm, Taşkent, Fergana, Andican ve Tirmiz gibi şehir ve bölgelerde istinsah edilmiş toplam 118 yazma eser nüshası halihazırda Türkiye’deki çeşitli kütüphane koleksiyonlarında bulunmaktadır. Bu nüshaların istinsah tarihleri h. 567 (1171–1172) ile h. 1261 (1845) yılları arasında değişmekte olup yaklaşık yedi yüzyıllık bir zaman dilimini kapsamaktadır. Bu uzun tarih aralığı, eserlerin hem üretim süreçleri hem de kültürel dolaşımları açısından önemli bir kaynak sunmaktadır.
Söz konusu yazma eserlerin İç Asya’dan Anadolu’ya uzanan seyahatlerinde onları istinsah ve mülk edinen kimseler aktif rol oynamaktadır. Müstensihlerin çoğalttığı bu nüshalar, zamanla farklı coğrafyalarda seyahat etmiş, mâlikleri aracılığıyla dolaşıma girmiş ve nihayetinde Türkiye kütüphanelerinde kalıcı olarak muhafaza edilmeye başlanmıştır. Bu hareketlilik süreci, nüshalar üzerinde yer alan temellük kayıtları üzerinden takip edilebilmektedir. Zira bir nüshada birden fazla temellük kaydı bulunabilmekte, bu da nüsha sayısından daha fazla mâlik isminin tespit edilmesine imkân tanımaktadır.
Bu tebliğde, Özbekistan’ın farklı bölgelerinde istinsah edilen ve Türkiye Kütüphanelerinde bulunan yazma eser nüshalarının temellük kayıtları incelenecektir. Öncelikli olarak, bu kayıtların bulunduğu nüshalara ve bu kayıtlar aracılığıyla tespit edilen mâliklere odaklanılacaktır. Mâliklerin kimlikleri, sosyal statüleri, entelektüel profilleri ve nüshaların coğrafi hareketliliğini sağlayan rolleri, tebliğin temel çıkış noktasıdır.
Temellük kayıtlarının biçimleri ve içerikleri de nüshaların ne şekilde ve hangi yollarla mülk edinildiğini göstermesi bakımından önemlidir. Bunun yanı sıra bazı “prestijli” nüshaların mülkiyeti üzerinde de durulacaktır. Ayrıca, eserlerin ait olduğu ilmi disiplinler ve diller üzerinden mâliklerin entelektüel birikimleri anlaşılmaya çalışılacaktır. Özellikle “Çelebizade” gibi belirli aile ya da zümrelere mensup kişilerin mâlik olarak kaydedilmesi, dönemin sosyal yapısına ve ilim çevrelerine dair önemli ipuçları sunmaktadır.
Sonuç olarak, bu çalışma için tespit edilen nüshaların mülkiyet zinciri, mâlik profilleriyle ilişkilendirilerek açıklanacak; böylece seyahat üzere olan yazma eserlerin bireyler, toplumsal statüler ve kültürel ağlar aracılığıyla nasıl dolaşıma girdiğine dair bir okuma yapılacaktır.