Otabek Muhammadiyev
Imom Buxoriy xalqaro ilmiy-tadqiqot markazi direktori oʻrinbosari
“Sahıhul Buxorıy”Nıng Isfandıyorxon Nusxası
Imom Buxoriy “Sahihul Buxoriy” nomi bilan mashhur boʻlgan 7563 hadisdan iborat “Al-Jomiʼ al-Musnad as-Sahih al-Muxtasar min umuri Rasulullohi sollallohu alayhi vasallam va sunanihi va ayyomihi” asarini 217/833-yilda boshlab, 16-yilda yozib tugatgan.
Oʻzbekistonda asarning 34 ta qoʻlyozma nusxasi saqlanmoqda. Oʻzbekiston Respublikasi Fanlar akademiyasi Abu Rayhon Beruniy nomidagi Sharqshunoslik instituti fondidagi 223 varaqli nusxa (№7333) nasx xatida Sharq qogʻoziga 15 rabiʼul avval 1329/1911-yil 15-mart oyida xattot Domla Avaz Muhammad Oxund Hazoraspiy valadi Domla Abdugʻaffor tomonidan Xiva xoni Isfandiyorxon amri bilan koʻchirilgan. Oʻlchami 26x15 sm, har beti 17 satrdan iborat.
Matn koʻk rangli va tilla suvi yuritilgan ramkaga olingan. Kitob, bob va fasl nomlari qizil siyohda yozilgan. Asardagi kitob nomlari alohida tilla suvi yuritilgan ramkaga olingan. Asar boshida unvonga tilla suvi yuritilgan ramka bilan joy hozirlangan ammo bezakli unvon berilmagan. Varaqlar chetiga qizil rangli ramka chizilgan. Poygiri bor.
Muqovasi: qora rangli charm, bosma naqshli, sharq muqovasi. Yashil rangli lola va turundj, tayakisi charmdan.
Asar boshi: basmala bor. Asar “Qola Shayx Imom Hofiz Abu Abdulloh Muhammad ibn Ismoil ibn Ibrohim ibn Mugʻiyra Buxoriy rahimahulloh taʼla. Amin! Kayfa kana badul vahiy ila Rasululloh sollallohu alayhi vasallam”, deb boshlangan.
Kolofon (v. 222b — v. 223a): asar nomi, juzi, koʻchirilgan sana, oy va yili, xattot nomi keltirilgan. Kolofon hoshiyasida “Hazrat Sayyid Isfandiyor Muhammad Bahodirxon (1287/1871) doma davlatuhu”, degan yozuv bor.
Sadık Yazar
İstanbul Medeniyet Üniversitesi
Kırk Hadisleri Kimler ve Nasıl Okur? Osmanlı Yazma Kültür Geleneğinde Kırk Hadislerin Dolaşımı
Miladi VIII. yüzyıldan başlayarak ilk ürünleri ortaya çıkmış olan kırk hadis geleneği Osmanlı döneminde hayli rağbet görmüş bir telif türüdür. Nevevî ve Usfurî’nin derlemeleri başta olmak üzere oluşturulan birçok kırk hadisin nüshaları bu dönemde dolaşıma girdiği gibi mezkur tür etrafında geniş bir şerh ve tercüme literatürü de oluşmuştur. Bildiride, YEK Portalı başta olmak üzere dijital ortamda görsellerine erişilebilen kırk hadis yazmalarının nüshaları mülkiyet kayıtları açısından incelenecektir. İncelemenin bir yönü mâliklerin profillerine yönelik olacaktır. Bu anlamda tespit edilen mâliklerin bir listesi hazırlanacak olup kayıtlardaki malzeme veya ikincil literatür üzerinden söz konusu mâliklerin sosyal konumlarına yönelik çıkarımlarda bulunulmaya çalışılacaktır. İncelemenin bir diğer yönü kırk hadis metinlerinin yazma eserdeki konumlandırılması ve okunmasına yönelik olacaktır. Bu bağlamda, kırk hadis metinlerinin yazma içerisinde yer alma biçimleri, ne tür metinlerle bir araya getirildiği ve metin üzerinde alınan notlara dair sonuçlar aktarılmaya çalışılacaktır.
Kadir Turgut
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Kırk Hadis Geleneğinde Abdurrahman Câmî ve Türkçe Tercümeleri: Yazma Nüshaların Mülkiyet Kayıtlarına Dayalı Bir Okuma Kültürü İncelemesi
Hadis literatürünün farklı türleri içinde özel bir yere sahip olan Erbaîn (Kırk Hadis) metinleri, İslam düşünce tarihinde hem ilmî hem de pedagojik işlev görmüş; özellikle manzum formda kaleme alınanları, halkın ve münevver zümrenin arasında ayrı yere sahip olmuştur. Bu çerçevede Abdurrahman Câmî’nin Farsça kaleme aldığı manzum Kırk Hadis tercümesi, Osmanlı-Türk entelektüel çevrelerinde büyük ilgi görmüş, eserin hem kendisi hem de Ali Şîr Nevâî, Fuzûlî, Nâbî, Müfîd, Münîf, Şeyhülislâm Seyyid İbrâhim ve Mehmed Zühdî Efendi gibi müellifler tarafından yapılan Türkçe manzum tercümeleri geniş bir yazma geleneği oluşturmuştur.
Bu çalışmada, Câmî’nin eseriyle Türkçe manzum tercümelerinin günümüze ulaşan yazma nüshaları, özellikle de bu nüshalarda yer alan temellük (mülkiyet), ferağ, vakıf ve istinsah kayıtları üzerinden incelenecektir. Bu kayıtlar aracılığıyla, eserlerin hangi sosyal kesimler tarafından sahiplenildiği, okunduğu ve elden ele geçtiği tespit edilmeye çalışılacaktır. Böylelikle yalnızca birer edebî metin olarak değil, aynı zamanda gündelik ilmî ve manevi hayatın parçası olan hadis kitaplarının bireysel mülkiyet yapıları ve dolaşım biçimleri ortaya konacaktır.
Ayrıca, hadis öğreniminin, okuma halkalarının yoğunlaştığı belirli dönemlerde bu tür eserlerin üretiminde, istinsahında ve mülkiyet devrinde dikkate değer bir artış olup olmadığı da kronolojik veriler ışığında değerlendirilecektir. Nihayetinde bu bildiri, manzum Kırk Hadis geleneğini, yazma eserler üzerinden mülkiyet ve okuma kültürü bağlamında analiz ederek hadis kitaplarının bireysel ve toplumsal düzeydeki dolaşımına dair somut veriler sunmayı hedeflemektedir.
Nursena Soylu
Yıldız Teknik Üniversitesi
Peygamberi Manzum Okumak: Osmanlı İmparatorluğu’nda Kırk Hadis Yazmaları ve Sahipleri
Bu çalışma, Osmanlı İmparatorluğu'nda dolaşımda olan manzum kırk hadis tercümelerinde bulunan mülkiyet kayıtlarını inceler ve Osmanlı okur yazar kitlesinin manzum hadislerle nasıl ilgilendiğine odaklanır. Mevcut çalışmalar, hadis literatürünün yayılmasında hadisleri okumak ve ezberlemenin faziletine duyulan inancın önemli bir faktör olduğunu vurgulamaktadır. Buna göre, genellikle Osmanlı Türkçesine çevrilmiş ve şerh edilmiş olan manzum versiyonların çocuklar ve elit olmayan kitleler de dahil olmak üzere geniş bir okuyucu kitlesi arasında popüler olduğunu söylemek mümkündür.
Bu araştırma, yazmalardaki mülkiyet kayıtlarını analiz ederek, metin okumalarının ötesine geçmeyi ve bunun yerine bu nüshaların sosyal hayattaki izlerini incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma, 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar uzanan manzum kırk hadis nüshalarından oluşan bir külliyattan yararlanmakta ve sadece zahriye sayfalarındaki değil, derkenâr ve vikâye yapraklarındaki temellük kayıtlarını da incelemektedir. İsimler, mühürler, satın alma beyanları, bağış ve miras notları gibi bu kayıtlar hem içerik ve biçim hem de dil ve yazı açısından değerlendirilmektedir.
Ön bulgular, sahiplerin çeşitliliğine işaret ederek, manzum kırk hadislerin sınıf sınırları ötesinde hem ibadet hem de didaktik metinler olarak işlev gördüğünü göstermektedir. Dahası, sahiplik kayıtlarının yerleştirilme ve formülasyonundaki farklılıklar, farklı el yazması kullanım alışkanlıklarına ve değer algılarına işaret etmektedir.
Sonuç olarak, bu çalışma, nüshaların dolaşımını mülkiyet kayıtları aracılığıyla izlemenin, manzum kırk hadis literatürünün Osmanlılı okurlar tarafından nasıl karşılandığını ve yeniden kullanıldığını daha iyi anlamaya yardımcı olacağını iddia etmektedir. Böylece kitap kültürü ve dini okuryazarlık hakkında çok daha zengin bir anlayış sahibi olmak mümkün olacaktır.