Shodmon Vohidov
Buxoro davlat universiteti
Xx Asr Boshlarıdagı Buxoro Shahrıdagı Shaxsıy Kutubxonalar: Egaları, Tarkıbı, Ӯrganılıshı Va Taqdırı...
1. XX asrning boshlarida ham Buxoro shahri va uning bekliklari markazlarida davlat (kitobxonai omira) va shaxsiy kutubxonalar faoliyati davom etgan. Bu kutubxonalar va kitob kolleksiyalarini saqlash rasmiy hukumatga nisbatan bir muxolifat shakli boʻlib qolgan edi.
2. Ayniqsa shaxsiy kutubxonalar va ularning egalari Buxoro va amirlik bekliklaridagi ilmiy va adabiy muhitida katta maqomga ega boʻlgan. Bu kutubxonalar ilmiy-adabiy, maʼrifiy va kechalar oʻtadigan markazlarga aylangan edi.
3. Kutubxonalarning egalari asosan boy va sarvatmand kishilar, amirzodalar, amaldorlar, shoir va ijodkorlar boʻlgan.
4. Buxoroda XX asrning boshlarida eng katta kutubxonalar qozi Burhoniddin, amirzoda Mir Muhammadsiddiq Hashmat, qozi Muhammad Sharifjon Sadri Ziyo, Mirzo Salimbeklar boʻlgan.
5. Mazkur kutubxonalarda ming jilddan ortiq qoʻlyozma aksarlar, minglab toshbosma kitob saqlangani maʼlum. Ularning katta qismini arab va fors-tojik tilidagi asarlar tashkil qilgan. 18 asrning oxirlaridan boshlab kutubxonalarda chigʻatoy-oʻzbek tilidagi asarlar ham koʻpaya boshladi. XX asrning boshlarida toshbosma kitoblar arab mamlakatlari, Usmonli Turkiya, Hindiston, Eron va Afgʻonistondan sotuv uchun olib kelingan.
6. Masalan birgina Toshkentdagi Abu Rayhon Beruniy nomidagi Sharq qoʻlyozmalari markazida saqlanayotgan Sadri Ziyo kolleksiyasining qayta tiklangan tarkibi 855 asarni oʻz ichiga olgan 307 jilddan iborat. Ulardan 282 jildi roʻyxatga oladigan daftar boʻyicha va 25 jildi (40 ta asar) “Fehrist” hamda boshqa manbalardan va eʼlon qilingan maqolalardan olingan maʼlumotlar boʻyicha tiklangan. Ulardan 86 jildi 2-dan 100-gacha boʻlgan asarlardan iborat boʻlgan majmualardir. Shu 855 ta asardan 138 tasi nazmga, 108 tasi tasavvufga, 92 tasi falsafaga, 33 tasi tarixga, 39 tasi fiqhga, 31 tasi Qurʼon va tafsirga, 30 tasi ilohiyotga, 29 tasi mantiqga, 21 tasi nasrga, 23 tasi astronomiya va astrologiyaga, 19 tasi tibbiyotga, 19 tasi etikaga, 18 tasi taomil va ibodatga, 17 tasi manoqibga, 13 tasi hadislarga, 11 tasi xotiralarga, 11 tasi mukotiba, 10 tasi lugʻatlarga, 8 tasi antologiyaga, 5 tasi siyosatga, 5 tasi inshoga, 4 tasi ensiklopediyaga, 4 tasi matematikaga, 4 tasi geografiyaga, 4 tasi veterinariyaga, 4 tasi munoqibga, 2 tasi grammatikaga, 5 tasi eʼtiqod masalalariga, 2 tasi fehristga, 2 tasi kalomga, 2 tasi kitoblar roʻyxatiga, 2 tasi lugʻatshunoslikka, 2 tasi adabiyotga, 2 tasi farmakologiyaga, 2 tasi xattotlikka, 1 tasi esxatologiyaga, 1 tasi musiqaga, 1 tasi munojotga, 1 tasi formagrafiyaga, 1 tasi zoologiyaga, 1 tasi botanikaga taalluqli. Ulardan 32 tasi Sadri Ziyoning oʻzini asaridir. Koʻp asarlar Sadri Ziyo, Ahmad Donish va Buxoro xattotlik maktabi vakillari tomonidan koʻchirilgan
7. Buxoro shahridagi madrasalari kutubxonalarida ham qoʻlyozma kitoblar jamlangan. Vaqf mulklari hisobidan madrasa kutubxonalari kitob sotib olish, ularni taʼmir va koʻchirish uchun alohida moliyaviy mablagʻga ega boʻlganlar.
8. Madrasa kutubxonasidagi kitoblar maʼlum muddatda foydalanish uchun berilgan, ammo evaziga boshqa bir kitobni garovga olganlar. Kitoblar Buxoro shahri va amirlik hududidan olib chiqishi mumkin boʻlmagan.
9. Biroq, XX asrning boshlaridan Buxoro amirligining adabiy va ilmiy markazlari boʻlmish turli shaharlardan katta miqdorda sharq qoʻlyozmalari turli yoʻllar bilan olib chiqilgani maʼlum. Mutaxassislarning xulosalariga qaraganda, birgina Rossiyadagi muzey va kutubxonalari, xususiy fondlarida 3000 dan ortiq nodir qoʻlyozmalar olib ketilgan.
10. Mustaqillik davrida mazkur muammo bilan koʻp olimlar tadqiqot olib bormoqdalar. Buxorodagi shaxsiy kutubxonalar, ular tarkibida boʻlgan baʼzi asarlar nusxalarining taqdiri aniqlangan.
Biroq bu yoʻnalishda qilinadigan ishlar juda koʻp.
Maqola va maʼruzada mavzuning boshqa qirralari yechib beriladi, koʻrsatilgan tezislarga aniqlik kiritiladi.
Betül Ablak
İstanbul Üniversitesi
Kastamonu Yazma Eserler Kütüphanesi Buhârî Yazmaları: Temellük Kayıtları Üzerinden Bir İlim Geleneği Okuması
İslâmî ilim geleneğinde metinlerin güvenli bir şekilde intikali kadar, bu intikalin maddî ve ilmî izlerini taşıyan kayıtların da ayrı bir önemi vardır. Bu bağlamda temellük kayıtları, yazma eserlerin sadece kime ait olduğunu değil, aynı zamanda ilmî silsileye nasıl dâhil edildiğini, kimler tarafından muhafaza ve tedrîs edildiğini gösteren önemli belgelerdir. Bu bildiride, bir taşra şehri olan Kastamonu'daki Buhârî nüshalarının temellük kayıtları üzerinden bu kültürel arka plan takip edilecek, şehrin hadis okurları tespit edilerek farklı kitap edinme amaçları çerçevesinde tartışılmaktadır.
Bu araştırma çerçevesinde Kastamonu Yazma Eser Kütüphanesi'nde 21 adet el-Câmiü’s-Sahîh nüshası tespit edilmiştir. Bu bağlamda Buhârî nüshalarındaki temellük kayıtları şehirdeki hadis okurlarının kültürel ve sosyal arka planını ortaya koymaktadır. Ayrıca kitap maliklerinin sosyal mensubiyetleri hem şehirdeki ilmî yapıyı yansıtmakta hem de Sahih-i Buhârî'nin okunma ve edinilme sebepleri hakkında ipuçları sunmaktadır. Bu bağlamda eldeki nüshaların büyük bir kısmında vakıf mührü bulunduğu, ayrıca bazılarının şehirdeki Nakşî tekkesinden çıktığı görülmektedir. Bu bildiride mevcut 21 nüsha kısaca tanıtıldıktan sonra mevcut temellük kayıtları ayrı ayrı ele alınarak değerlendirilmektedir. Ayrıca nüshalarda yer alan vakıf kayıtlarına işaret edilmekte, bu sayede şahsi mülkiyetlerin yanı sıra kurumsal mülkiyetlere de temas edilmektedir. Bununla birlikte önemli fevaid kayıtlarına da değinilmiştir.
Bu çalışmada, şehirdeki Buhârî nüshaları üzerinden taşra olarak nitelendirilen Kastamonu’nun hadis ile münasebeti hakkında çeşitli ipuçları araştırılmaktadır. Bu doğrultuda eldeki 21 nüsha temellük kayıtları başta olmak üzere diğer fiziksel özellikleri göz önünde bulundurularak incelenmiştir.
Zeynep Akçora
İstanbul Üniversitesi
İstanbul ve Bursa Tekke Kütüphanelerinde Hadis Yazmalarının Temellük Kayıtları
Bu çalışma, Osmanlı döneminde İstanbul ve Bursa’daki tekke kütüphanelerinde yer alan hadis muhtevalı yazma eserlerdeki temellük kayıtlarını incelemeyi amaçlamaktadır. Tekke ve dergâhlar, yalnızca manevî eğitim değil, aynı zamanda ilmî faaliyetin de sürdürüldüğü mekânlardı. Bu yapılara ait kütüphanelerde bulunan yazma koleksiyonları hem kitapların dolaşımı hem de sahiplik kültürü açısından önemli veriler sunar. Özellikle bu kütüphanelerde hangi hadis kitaplarının sıklıkla bulunduğu, kimler tarafından vakfedildiği ya da kullanıldığı, bu metinlerin tarikat yapıları içindeki mevcudiyetine dair değerli ipuçları taşır.
Çalışmada, Süleymaniye Kütüphanesi bünyesindeki Galata Mevlevîhânesi, Murad Buhârî, Tâhir Ağa Tekkesi ve Sütlüce Dergâhı gibi koleksiyonlar ile Bursa İnebey Yazma Eser Kütüphanesi’nde yer alan Haraccı ve Ahmed-i Gazzî Dergâhı gibi tekke koleksiyonları taranacaktır. Hadis içeriğine sahip yazmalardaki temellük kayıtları incelenerek şahsi ve kurumsal sahiplikler; vakıf, tekke, dergâh ya da zaviye adları; şahıs isimleri, unvanlar ve tarihsel notlar analiz edilecektir. Böylece hadis yazmalarının yalnızca medrese bağlamında değil, tekke ve dergâh kütüphanelerinde de dolaşımda olduğu ve tasavvufî çevrelerde anlamlı bir yere sahip olduğu ortaya konacaktır. Çalışma, temellük kayıtlarını bu çok katmanlı bağlamın izleri olarak değerlendirmeyi hedeflemektedir.
Rumeysa Nur Ertaş
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki Buhârî Yazmalarında Temellük Kayıtları: Mülkiyetin Dili ve Sosyal Tarihi Üzerine Bir Değerlendirme
Bu çalışma, Osmanlı ilim dünyasının başlıca kaynaklarından biri olan Sahîh-i Buhârî'nin Süleymaniye Kütüphanesi'nde yer alan yazma nüshalarındaki temellük kayıtlarını inceleyerek, kitap mülkiyetinin sosyal ve kültürel boyutlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Araştırmada, 75 adet yazmanın kenar notlarına düşen temellük kayıtları; mühürler, vakıf notları ve sahaf izleri gibi metin dışı unsurlar dikkate alınarak çok yönlü bir analize tabii tutulması hedeflenmektedir. Seçilen nüshalar, Ayasofya koleksiyonundan temin edilecek olup bu yazmalar karşılaştırılmalı içerik analizi yöntemi kullanılarak sistematik biçimde değerlendirilecektir. İnceleme kapsamında, temellük kayıtlarındaki dilsel örüntüler (ünvan kullanımları, tevazu ifadeleri), mülkiyet aktarım biçimleri (hibe, satın alma, vakıf uygulamaları) ve yazmalara ilişkin mühür ile ketebe unsurları temel değerlendirme kriterleri olarak ele alınacaktır.
Elde edilen bulgular, Osmanlı toplumundaki sosyal tabakalaşmanın temellük kayıtlarına nasıl yansıdığını gösterecektir. Örneğin, ulema mensupları, temellük kayıtlarında resmî ünvan kullanımına eğilim gösterirken, tüccar, esnaf ve diğer gruplar daha sade isimler tercih etmişlerdir. Ayrıca, incelenen bazı yazmaların en az iki farklı ilim merkezinde dolaşıma girmiş olması, Osmanlı ilim ağlarının Anadolu coğrafyasındaki etkileşimini gösterirken 17. yüzyılda vakıf kayıtlarında "lâ yübâ" (satılamaz) ifadesinin öne çıkması, vakıf kültürünün güçlendiğini düşündürmektedir. Elde edilecek olan bu bulgular yalnızca bireysel sahiplik iddialarını değil, aynı zamanda ilim geleneğinin sosyolojik dokunusu ortaya koyacaktır.
Bu çalışma ile temellük kayıtlarının sosyal sermaye göstergesi olarak yorumlanması, yazmaların hareketliliği üzerinden Osmanlı ilim ağlarının haritalandırılması ve mülkiyet dilinin dönemsel değişimlerini ortaya konulması amaçlanmaktadır.